Aşk-2

Bölüm 2

Bölüm 1-i okumayanlar için

20 gün sonra dayanamadım. Tekrar aradım. Aradığımda hissetdim darılmışım ben. Numaramı bildiği halde aramayışı kırmışdı beni.

Bişey söylemedim sadece nasıl diye sordum. O kadar içten konuşuyorduki. Ses tonu ne inmiyor ne yükselmiyordu. Çok huzurlu ses tonu vardı. Ninni gibi saatlerce dinleye bilirdim. Oysa ikimiz de birbirimize yasak olduğumuzu çok açık olarak biliyorduk. Havadan sudan 6 saat durmadan konuşmuşuz. Oysa ben o saatlerin nasıl geçtiğini hissetmemiştim. “Sabah olucak 2saat uyumam lazim hiç olmazsa” dedim. “Sabah oldu bile. İyi sabahlar maymun. Ama çok ihtiyacın varsa uyu. Ben bu ilişkiye çoktan hazırım. Aramamam ondandır. Kendi kararlarını kendin verki, hiçbir şeyde kendini mecbur hissetme. İstemediğin hişbir şeyi yapma. Aramak istemediğin zaman bekliyordur beni diyip arama. Sen rahat olasın diye ben varım. Rahatsızlık hissetdiğin hiçbir şeyi yapma” dedi.

Söylecek bişeyim yoktu, ama bişey söylemem gerekiyordu. “Maymun deme bir daha bana” dedim. Güldü ve kapattı.


Sonrakı günler, aylar boyunca hergün defalarca aradım, mesaj yazdım. Her anımızı konuştuk. Hiçbir zaman sen de ara, sen de yaz diyemedim. Onun doğum gününü bile bilmiyordum. Benden sormadığı hiçbir soruyu ben de sormuyordum. Kendi doğum gününün sabahında “Beni kutlamicaksınmı? Bir yaş daha büyüdüm dün” dedi.
-Özür dilerim, bilmiyordum. Kutlarım nice güzel senelere. Umarım hep mutlu olursun
-Sadece bumu?
-Evet başka ne dememi bekliyorsunki?
- Hiçbirşey. Ben bişey beklediğimden demedim. Öylesine sordum. Senin doğum günün ne zaman?
- Boşver. Ben de 1 gün sonrasında söylerim tebrik edersin
- Bilmediğini bilmiyordumki. Unutdun sandım. Hem darılmadım. Sıkma canını.
- Bence de darılma sonuçta sen de benim doğum günümü bilmiyorsun. Eşitleniriz.
- Tamam Maymun. Öyle uyqun gördüysen eşitlenelim.

Sonrakı günler yine aynı. İki çok yakın ve iki çok uzak arkadaş gibi konuşmaya devam etdik. Her konuşmada bir beklenti içindeydim. Belki bir güzel söz söyler. Belki ona Aşık olduğumu anlar. Ama o hiçbirşeyin farkında değildi. 7 ay sadece ben aramış ben yazmışdım. Hep açtı, hep cevapladı. Ama yetmiyordu. Aramasam günlerce konuşmuyorduk. Hiçmi özlemiyordu?! Bir gün herşey değişti.

Doğum günümden önceki gece erkenden yerime girdim uyumak için. Ama bir türlü uyku tutmadı. Nasıl merak etmez, nasıl aramaz diye düşüne durdum. Saat 12 olunca hep arkadaşlarım tebrik dolu mesajlar yazar. Yine öyle oldu, hiçbirini açmadım. Belki arar diye telefona bakarak uykuya daldım gece 3de. Sabah evden çıktım ve yolda mesajları açmaya başladım. Eski düğmeli Nokia 3110 telefonlarını bilisiniz. Okuyub cevaplıyordum teker teker mesajları. İlk tebrike en son baktım. Numara o kadar bana mutluluk katdiki içini okumayı bile 10 saniye sonra akıl etdim. mms gondermisdi.

“Merhaba birtanem, dünyalar güzelim, en değerlim, en içten gülüşlüm. Demek sen de büyüyorsun. Büyüdüğün her yılı 9sene yalnız kutladım. Bu 10cu senede senle kutlamak ne kadar değerli anlatamam. Ben seni seviyorum. Bugün değil, dün de değil, 7ay da değil, 10yıldır seviyorum. Sana karşı tüm hissleri yaşadım. Bebek gibi sevdim, çocuk gibi sevdim, ergen gibi sevdim, erkek gibi sevdim. Hiçbir beklentisiz beni farketmeyeceğine kendimden o kadar emin bir halde sevdimki. Ama farkettin. Bana karşı ne hissediyorsan hisset. İnan hala bir beklentim yok. Konuşamadığım, konuşmaktan çekindiğimiz çok konu var. Seni biliyorumki bana vermezler. O yüzden bana aşık olmanı bile istemem. Acı çekersin. Daha büyümedin benimle konuşmuş olmana büyüdükçğce pişman ola bilirsin. Bu yüzden kendini hiçbir zaman mecbur etme. İyiki doğdun iyiki varsın kalbimin gülü”


Mesajı ağlayarak defalarca okudum. Gece neden bakmadım diye kendime kızdım. Ne yazmam gerektiğini düşündüm. İstediğim ona olan aşkımı dile getirmekti. Ama ya sonra?! En sonunda bir karara gele bildim.

“ Merhaba, dün gece erken uyumuşum. Tebrikin için teşekkür ederim. Beni çok mutlu etdin. Beni bu kadar önceden tanımış olduğu u bilmiyordum. Doöru akrabayız, ama hiç seni hatırlamıyorum. Farketmeme konusunda haklısın yani. Farketdiğimde kim olduğunu bilmiyordum. Belki de ön yargılarım yoktu diye farketdim. Sen çok iyi birisin. Nasıl bir yol gideceğimizi bilmiyorum ama bir yol katedeceğimiz kesin. Seni seviyormuyum, aşıkmıyım yoksa sadece bir hayranlıkmı zaman göstericek. Maymun dememen güzel olmuş”

Telefonun başında bekliuormuşcasına hemen cevap yazdı

“ Birtanem Maymunum her türlü yolda yürürüm ben senle muz yiye yiye”

-Buluşalımmı?
- Eminmisin? Benim yazdıklarımın etkisiyke böyle karar verme.
- Eminim yakından maymun gördünmü? Merak etmiyormusun?
- Tamam ne zaman istersen söyle gelirim.
- Gelecek haftanın bu günü saat 2de okulun önünü gel.
- Olur gelirim.

İlk buluşma günü geldi çatdı...

Yorumlar

  1. Şeker, sen bu ilişkiyi bitirememişsin bence. Arkadaşın da öyle. Bir daha baştan durum değerlendirmesi yapın bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha anlaticaklarim coookk.. sonucta 11yillik bir seruven.

      Sil
    2. 11 yıllık serüvenden Roman olur.

      Sil
    3. Belki birgün o da olur:)

      Sil
  2. ayyy yaa çok güzel yaaa :) ah yakın akraba mı yani yaa anlamadııım bunu :) demek hep sevmiş ha :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devamı gelecek
      Böyle güzel davam etmiyecek

      Sil
  3. Merhaba, güzel bir yazı olmuş, eski blogumu izliyordunuz ama kaldırdım, yeni bloğuma davetlisiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yeni blogunuz hayırlı olsun:)

      Sil
  4. Hikayenizi bölüm 1'den itibaren tekrar okuyacağım.

    YanıtlaSil
  5. Maymun diyeni de ilk duydum:)

    YanıtlaSil
  6. son yazımdasın yineee şekerliik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağol ya birtanesen:) inan kaç gündür yazamadım diye o kadar kendimi kötü hissediyorumki:( bugün İnşallah yeni yazım gelicek:)

      Sil
  7. güzel bir serüven:) takipteyim

    YanıtlaSil
  8. 11 yıllık serüveni heyecanla bekliyorum.. çok içten yazıliyor 🤗💟

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHANET

Daha Güzel Bir Cilt Adına: Türk Kahvesi ve Birkaç Tüyo